Türk Dünyasından İzler. Ali Şir Nevai & Asya`nin Kandilleri. Ali Şir Nevai

044

   Nizamüddin Ali Şir Nevai veya yaygın adıyla Ali Şir Nevai (Eski Özbekçe: نظام الدین علی شیر نوایی; Özbekçe: Alisher Navoiy; Uygurca: نىزامىدن ئەلشىر ناۋائى; 9 Şubat 1441, Herat – 3 Ocak 1501, Herat), 15. yüzyıl Özbek-Türk şairi.

032

Ali Şir Nevai Biyografisi
044

08 Nizamüddin Ali Şir Nevai veya yaygın adıyla Ali Şir Nevai (Eski Özbekçe: نظام الدین علی شیر نوایی; Özbekçe: Alisher Navoiy; Uygurca: نىزامىدن ئەلشىر ناۋائى; 9 Şubat 1441, Herat – 3 Ocak 1501, Herat), 15. yüzyıl Özbek-Türk şairi.

Eserleri

Ali Şir Nevai’nin Çağatayca[1] edebiyatının oluşmasında büyük bir rolü vardır. Çeşitli konularda yazılmış 30′a yakın eseri bulunmaktadır. Eserlerinden bazıları şunlardır: Çağatayca Divan (5 tane), Farsça Divan (5 tane), Çihil Hadis (Kırk Hadis) ve Muhakemet’ül Lugateyn (İki sözlüğün karşılaştırılması)’dır.

15. yüzyılda Çağatayca’nın (Çağatay Türkçesi’nin) klasik bir yazı dili olarak kimlik kazanmasında Ali Şir Nevai’nin önemi bilinmektedir. Nevai öncesinde ve Nevai’nin çağında, Timurlular devletinde Türkçe yazan sanatçılar azdır. Nevai, Türkçeyi edebi dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına çatar. Çağdaşlarının Farsça’nın karşısında edebi dil olarak Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştirir; eğer emek verilirse Türkçenin de Farsça kadar, hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunun görüleceğini belirtir. Bu görüşlerini Muhakemet’ül Lugateyn’de görürüz.[2]

Türk dili tarihinde Divân-ı Lügat-it Türk’ten sonra ikinci önemli kitaptır.[kaynak belirtilmeli] Hamse sahibi ilk Türk şairidir (hamse 5 mesneviden oluşur). Tezkire sahibidir(günümüz edebiyattaki biyografi): “Mecalüs’ün Nefais”. Şehrengiz:Doğup büyüdüğü “Herat” kentinin doğal güzelliklerini anlatır.
Şiirleri yaşamının değişik dönemlerine göre sınıflandırıp kronolojik olarak divanında toplamıştır.
Farsça’nın resmi dil olduğu, Türk aydınlarının bu dille eser vermeyi hüner kabul ettiği bir zamanda Nevai, Çağatayca’nın Farsçadan üstün bir dil olduğunu savunmuştır. Bunu da eserleri ile kanıtlamış ve kendinden sonrakileri bu yolda eserler vermeye teşvik etmiştir.

Türkçe yazdığı şiirlerde kalem adı Nevāī (نوائى anlamı “ağlayan”) adı altında, Ali Şir Nevai baş yazarların arasında, yazınsal Türk dilleri ailesi yararına büyük değişlik yapmıştır. Nevai kendisi başlıca Çağatay dilinde yazar ve 30 yıllık bir dönemin üzerinde 30 eser üretir, böylece Çağatayca Yazınsal dil olarak çok saygın ve önemli kabul edilmiştir. Nevai ayrıca Farsça yazdığı şiirlerde ise, Farsça dilinde (فانى‎ ; Fāni kalem adı altında, anlamı Arapça “fena” sözünden: yok oluş; mecazi mânâsı ise Allah’ın aşkıyla kendinden geçme, yok olma veya “gelip geçici”), Arapça ve Hintçe çok daha az bir sayıda eser yazmıştır. Ali Şir Nevai’nin en çok tanınmış şiirleri onun dört divan’nında, veya kabaca 50,000 şiir koleksiyonu bulunur.

Bedâiü’l-Bidâye;
Nevai bu ilk 842 şiir bulunan divanını 1470 yılında yazar. Bunlardan 585′i gazel, üçü müstezad, dördü muhammes, ikisi müseddes, üçü terci’-i bend, kırk dokuzu kıt’a, yetmiş sekizi rubâî, onu çistân, elli ikisi muamma, onu tuyuk, kırk altısı müfred’dir.

Nevâdirü’n-Nihâye;
1476 – 1483 yıllarında yazdığı şiirlerini bu ikinci divanında topladı.

Muhakemet-ül-Lügateyn (محاكمة‌اللغتين, Muḥākimāt al-luġatīn);
1499 yılında yazdığı bu kitabı, devrinde olduğu gibi bugün de Türk dünyası için önemli olan, Türk dilinin gücünü ve yerini anlatan büyük bir eseridir.

Ghara’ib al-Sighar (Garâîbü’s-Sığar) şairin 7-20 yaşları arasında yazdığı gençlik şiirleridir.
Navadir al-Shabab (Nevâdirü’ş-Şebâb); 20-35 yaşları arasında yazdığı şiirlerdir.
Bada’i’ al-Wasat, (“Orta yaş harikaları”);
Bedâîü’l-Vasat orta yaş, yani 35-45 yaşları arasında yazılmış şiirlerden meydana gelir.
Fawa’id al-Kibar (Fevâyidü’l-Kibar) ise 45-60 yılları arasında yazılmış şiirlerdir.
Mizan-ül-Evzan (ميزان الاوزان, ‎Mīẓān al-auẓān), (Vezinlerin Terazisi) aruz vezni hakkında eseri. Türkü sözcüğünün ilk olarak Ali Şir Nevâî’nin bu eserinde geçtiği bilinmektedir[3].
Hamset-ül-Mütehayyirin (خمسة‌المتحيرين, ‎Chamsat al-mutaḥirīn); Piri, üstadı ve dostu Nureddin Abdurrahman Cami hakkında “Hamsetü’l Mutehayyırın” ismindeki eserini 1492-94 yılları arasında yazmıştır.
Târîh-i Mülûk-i ‘Acem (طاَرِكهء مُلُكء ادسثهَم, Tārikh-e Muluk-e Adscham), 1488 yılında Astrabad valisiyken yazdığı “Târîh-i Mülûk-i ‘Acem” (İran Memleketleri Tarihi) kitabı, bunlardan biridir. Nevai, bu eserinde “Arjasp Binni Efrasiyab kim, Türk Padişahi erdi[4]. şeklinde Alp Er Tunga’dan söz eder.
Mecalis-ün-Nefais (مَجَلِس ال نَفِس, Majalis al-Nafais); Bir derleme, 450 üzerinde çoğunlukla çağdaş ozanların (şairlerin) yaşam öyküsü (biyografik) kısa hikâyeleri içeren, çağdaş Timur kültürü tarihçilerine altın bir bilgi kaynağı oluşturur.
Divān-e Fānī, Farsça yazdığı şiirlerin toplandığı bu eseri gazel biçiminde yazılmış ve mısra sayısı 12 bindir.
Nazm-ül-Cevahir 1485 yılında,
Tuhfet-ül-Müluk (Farsça),
Münşeat (Türkçe); Hüseyin Baykara’ya ve başkalarına yazdığı mektupların toplandığı bu eserini 1498 yılında yazmıştır.
Sirâcü’l-Müslimin 1488 yılında,
Tarih-i En-biya ve Hükema (Türkçe),
Mahbub-ül-Kulub fil-Ahlak 1500 yılında,
Seyf-ül-Hadi,
Rekabet-ül-Münadi,
Mekârimü’l-Ahlâk; Bu kitabında Nevai’nin yaptırdığı imaret, hânegâh, havuz, ribât (kervansaray) vb. eserlerin listesini veriyor.
Hâlât-ı Pehlâvân Muhammed, Pehlivan Muhammed hakkında yazdığı eseri. Nevai ayrıca “Vaq-fiye” (1482), “Risâle-yi Tir Endâhten” eserlerinin de sahibidir. “Seb’at Abhur” (Yedi Deniz) adlı bir de sözlük yazmıştır.

Tasavvuf eserleri

Lisânü’t-Tayr

Lisan-üt-Tayr, (لسان الطیر, Lisan-ol-tayr); Feridüddin Attar (Farsça:فرید الدین عطار,‎ Farīdo d-Dīn ’Attār)’ın Manteq-ol-tayr, veya (منطق الطیر, Maqāmāt-e Toyūr)’dan esinlenerek, varlık ve ilahi gerçek üzerine görüşlerini, insan, tabiat ve yaşam üzerine 3500 beyitten oluşan tasavvufi bir eserini 1499 yılında yazmıştır.

Nesâimü’l-Muhabbet

Nesaim-ül-Mehabbe, (نسایم المحبت, Nasāyim ul-Muhabbat); 750 tanınmış Sufi şeyhlerin listesi, Nureddin Abdurrahman Cami’nin Nafahat al-uns (نفحات الانس) adındaki eserinin Çağatayca çevirisidir.

Hamse

Ali Şîr Nevaî’nin doğumunun 550. yılı anısına 1991 yılında Rusya Merkez Bankası’nca basılan hatıra parası. Bu para ile ilgili Dünya Para Kataloğu’nda Almanca olarak şöyle yazmaktadır: “Alişer Navoi: tschagatai-türkicher Dichter aus Herat heute Afghanistan, Begründer der tschagataischen Literatur sprache und Dichtung Turkestans.”

Nevai’nin diğer önemli eserlerini beş destansı şiir ve Nizami Gencevi (نظامی گنجوی, Nezāmī Ganjavī, tam ismi: Neẓām ad-Dīn Abū Muhammad Elyās ibn Yusūf ibn Zakī ibn Mu’ayyid)’den esinlenerek yazdığı Hamse yi oluşturur;

Hayret-ül-Ebrar

Hayret-ül-Ebrar (حیرت الابرار, Hayrat-ol-abrar), Nevai’nin bu birinci mesnevisi, 7976 mısralık, felsefî bir eseridir. Dünya hayatı, insan kalbi ve cemiyet; tarihler, efsaneler, meseller vasıtasıyla anlatılır.

Ferhat ile Şirin

Ferhat ü Şirin (فرهاد و شیرین, Farhād-o Shirin),

Leyla ile Mecnun

Leyla ile Mecnun (لیلی و مجنون , Layli va Majnun) , Azerice, Türkçe uyarlaması hikâye, “Leylâ ile Mecnun destanı” (داستان ليلى و مجنون, Dâstân-ı Leylî vü Mecnûn) ismiyle 16. yüzyılda Fuẓūlī tarafından yazılmıştır. Nevai bu üçüncü mesnevisini, sonradan söylentiye göre efsâneye dönüştürülen bu aşk hikâyesini, yüksek bir sanat ve zevkle Türkçe ve Türk ruhuyla işler. Nevai bu mesnevisinin sonunda şöyle ifade ediyor:

Men Türkçe başlaban rivayet
Qıldım bu fesâneni hikâyet.

Kim, şuhreti çün cahânga tolgay,
Türk eliğe dağı behre bolgay.

Nev çünki bükün cahânda etrâk
Köptür huştab’u safı idrâk.[5]

Sab’a-i Seyyar

Seb’a-i Seyyare (سبعه سیار, Sab’ai Sayyar) Nevai, dördüncü mesnevisi olan bu eserinde, Şark dünyasında çok yayılmış Behram Gur efsanesini ele alır.

Seddî İskenderî

Sedd-i İskenderi (سد سکندری, Sadd-i-Iskandari), Nevai, bu beşinci mesnevisinde Büyük İskender’le ilgili efsanevî tarihi anlatmanın yanında, bu konuyu araç edip kendi devrinin maddî, manevî problemlerini, devlet, şah, halkın yönetilmesi, adalet, hakikat gibi konuları da işlemiştir.
Ali Şîr Nevaî, bir beytinde, nevrûz günü gece ile gündüzün eşit olmasından söz etmekte; diğer bir beyitte ise nevrûzla Kadir gecesini bir arada kullanarak, nevrûzu âdeta kutsallaştırmaktadır. Şair, çok güzel olan bir beyitinde, hitap ettiği kişinin her gecesinin Kadir; her gününün de nevrûz olmasını temenni etmektedir:

Vaslı ara kördüm reng emiş boynuyu-saçı
Tün-kün teng ekan zâhir olur boldı Nevrûz[6]

Nevai’nin etkisi

Nevai’nin doğuda Hindistan’ı ve batıda Osmanlı imparatorluğuna kadar olan alanda büyük bir etkisi olmuştur. Nevai bu vasıflarıyla sadece Türkistan ve Türk dilli devletlere değil bütün dünyaya, bütün insanlığa ibret olacak bir şahsiyettir. Tarihte böyle bir şahsı bulmak zordur.
Babür, (1483 – 1530), Hindistan’da Babür İmparatorluğu’nun kurucusu, ilk İslami yöneticilerin arasında özgeçmişini destansı Babürnâme’de yazmıştır. Babür Ali Şir Nevai’den çok etkilenir ve saygısını onun bu ünlü kitabında dahi görülür.
Osmanlılar Ana Asya mirası olduğunu bildiklerinden; I. Süleyman Nevai’den çok etkilenmiş ve onun üç kitabını kendi kütüphanesine aldırmıştır.
Şöhretli Azeri asıllı Türk divan şairi Fuẓūlī, Safevi Hanedanı ve Osmanlı İmparatorluğu koruma ve himayesi altındaki yazar, Nevai’den çok etkilenir.
Diğer etkileri Rusya’da Kazan’da, Türkistan (Ana asya)’da, çağdaş Türkiye’de ve tüm diğer Türkçe konuşulan bölgelerde görülmüştür.
Klasik dönemde, dil adı ترکی‎ Turkī, Türkī denilen Çağatayca’nın en önemlileri Mīr ʿAlī Schīr Nawā’ī[7] ve Zāhir ad-Dīn Muhammad Bābur[8]‘dür.
Zāhir ud-Dīn Muḥammad Bābor Herat’da şöyle yazar;
“ “herkes onun faaliyetlerindeki kusursuzluğuna ulaşmayı denedi,”[9] ”

Gazelinden bir örnek;

Qaro ko’zim
Kara gözlüm

Qaro ko’zum, kelu mardumlug’ emdi fan qilg’il,
Ko’zum qarosida mardum kibi vatan qilg’il.

Yuzung guliga ko’ngul ravzasin yasa gulshan,
Qading niholig’a jon gulshanin chaman qilg’il.

Takovaringg’a bag’ir qonidin hino bog’la,
Itingg’a g’amzada jon rishtasin rasan qilg’il.

Firoq tog’ida topilsa tufrog’im, ey charx,
Xamir etib yana ul tog’da ko’hkan qilg’il.

Yuzung visolig’a yetsun desang ko’ngullarni,
Sochingni boshdin-ayog’ chin ila shikan qilg’il.

Xazon sipohiga, ey bog’bon, emas mone’
Bu bog’ tomida gar ignadin tikan qilg’il.

Yuzida terni ko’rub o’lsam, ey rafiq, meni
Gulob ila yuvu gul bargidin kafan qilg’il.

Navoiy, anjumani shavq jon aro tuzsang,
Aning boshog’lig’ o’qin sham’i anjuman qilg’il.

Notlar

1 chg Chagatai (İngilizce)
2  T778a 10 – T778b 1-16. Muhakemetü’l-lugateyn, Hazırlayan F.Sema Barutçu Özönder, Ankara, 1996, 179vd./ 213vd.
3  Ali Şir Nevâî, Mizân’ül Evzan, Haz. Kemal Eraslan, Ankara 1993.
4  Ali Şir Nevai. Tarih-i Müluk-i Acem Cilt 14. sayfa l91-195.
5 A.Nevâî, “Mükemmel Eserler Toplamı”, 9. Cilt, Taşkent 1992, sayfa 311
6 Nevruz ve Renkler, Türk Dünyasında Nevruz İkinci Bilgi Şöleni Bildirileri (Haz: S. Tural, E. Kılıç), Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, Ankara 1996, sayfa 321.
7 Boeschoten / Vandamme: Chaghatay, sayfa 168
8 “Zahir ud-Din Mohammad” (2002-09-10). in Thackston, Wheeler M.: “The Baburnama: Memoirs of Babur, Prince and Emperor”. Modern Library Classics. ISBN 0-375-76137-3. Zitat: “… Andijanis are all Turks; everyone in town or bazar knows Turki. The speech of the people resembles the literary language; hence the writings of Mir ‘Ali-sher Nawa’i, though he was bred and grew up in Hin (Herat), are one with their dialect. Good looks are common amongst them.
9 Боровков А. Изучение жизни и творчества Алишера Навои// Родоначальник узбекской литературы. Ташкент, 1940, sayfa 12

044

09

(Tashriflar: umumiy 537, bugungi 1)

Izoh qoldiring